Büyük Menderes havzasının güneyinde, Çine Çayı’nın suladığı yeşil alanlara bakan
Madran dağının güneybatı eteklerinde kurulmuştur. Aydın il merkezine 38 km uzaklıktadır. Çine, Antik Karya ve İonya bölgelerini birbirine bağlayan geçit üzerinde olması nedeniyle Aydın’ın eski ve önemli yerleşim yerlerinden biridir. Günümüzde de aynı işleve sahiptir. Osmanlı Devletinin kuruluş ve gelişme dönemlerinde Muğla Livası’na bağlı olan Çine, Tanzimat’tan sonra Muğla’dan ayrılarak Aydın’a bağlandı. Bu dönemlerde günümüzdeki ilçe merkezi olan Çine, Kıroba adlı küçük bir köydü, daha sonra bir bucak merkezi durumuna getirildi.1877’de Filibe, Çırpan, Zara yerlilerinden kalabalık bir göçmen grubunun yerleşmesi 1880’de Kıroba Bucağı’nın ilçe olmasına yol açtı. II. Abdülhamid zamanına rastlayan bu göçler ve yerleşme nedeniyle, Kıroba’nın adı Hamidabad oldu. 19. yüzyılda Aydın ve Muğla vilayetlerini birbirine bağlayan ticaret yolu , Çine’den geçerdi. Yunan askeri işgaline karşı önemli bir direniş noktası oluşturan Çine, ulusal bağımlılık savaşında şerefli bir paya sahip olmuştur.
Eğitim ve Sağlık
Eğitim kurumlarının kademeli olarak adedi 53, öğrenci sayısı 7504, öğretmen sayısı 431’dir.
Personel sayısı 70, yatak sayısı 50 olan Devlet Hastanesi, 36 sağlık evi, 6 sağlık ocağı vardır.
Çine Ekonomisi
Çine ilçesinin ekonomisi tarım, orman kaynakları ve hayvancılığa dayanmaktadır. Pamuk, tütün, zeytin gibi yörenin geleneksel ürünlerinin yanı sıra yerfıstığı da yetiştirilir. Sanayii çırçır, zeytinyağı gibi tarıma dayalı işletmelerden oluşmakta, ayrıca çömlekçilik yapılmaktadır. Hayvancılık faaliyetlerinin değerlendirilmesi için ilçede 60 büyükbaş,60 küçükbaş, hayvan kesim kapasiteli Ege-Et AŞ mevcuttur.Yem fabrikası da hizmete girmiştir. İlçe tarımının gelişmesini sağlayacak, 22.284 hektar tarım alanı sulayacak,9100 hektar alanı taşkınlıklardan koruyacak ve yıllık 118 KWH. Elektrik üretimi sağlayacak olana Çine Barajı Hidroelektrik santrali inşaatı çalışmaları devam etmektedir.
Çine yöresinde, seramik sanayiinin ana girdisi olan maden rezervleri ve bunları işleyen fabrikalar ilçe ekonomisinin diğer önemli bir dalını oluşturur.
Alabanda
Çine’nin Araphisar köyünde, ilçeye 9 km uzaklıktadır. Çine Çayı’nın (Marsiyas) suladığı yeşil düzlüğün güneyindeki yamaçlara doğru geniş bir alana yayılmıştır. İsmi, Karya dilinde “At” ve “zafer” anlamlarına gelen “Ala” ve Banda” sözcüklerinden oluşmuş birKarya kentidir. Erken dönemlerde bir yüzünde kentin simgesi olan kanatlı zafer atı, diğer yüzünde kabartması bulunan Tanrı Alabandus’un sikkelerini darbeden kent, MÖ 3.yüzyılda Karya birliğinin birliğinin üyesiydi . Hellenistik ve Roma döneminde kalma kuleli sur, tiyatro, senato, halk meclisi binası, agora ve anıt-mezar görülebilecek kalıntılardandır. Ayrıca güney yönündeki Kemer deresi üzerinde Roma yapısı bir suyolu kemeri uzanır.Ünlü Mimar Hermogenes Alabandalıdır. Alabanda’nın Antik Çağ’da ilgi çeken ürünleri kendine özgü sanatlardan olan kristal, siyah renkli bir taş cinsinden yapılan çeşitli süs eşyası, balık ağı ve gül çiçekçiliğiydi.
Gerga
Eski Çine’nin 6 km güneydoğusunda Ovacık köyünün kuzeyinde bir saat süren yaya tırmanma ile ulaşılabilen Gerga ören yeri, ulaşım güçlüğüne rağmen, görülmeye değer çok ilginç bir Karya kentidir. Yaklaşık 1 m yükseklikteki harflerle kayaya kazılmış “Gerga” yazıtı ile işaretlenen yerleşme, çevreye dağılmış pek çok yapı taşı, heykel, heykel kaidesi, anıt, mezar, tapınak ve duvar kalıntıları ile doludur. Tipik Karya sanatının arkaik özelliklerini gösteren bu kalıntılar arasında en ilgi çekenleri, kaidelerinden koparak düşmüş olan dev boyutlu insan heykellerine ait parçalar ve üzerinde “Gerga” yazılı cepheleri açık kayadan yapılmış küçük yapılardır. 1889 yılında Gerga’yı gezen Fransız bilgin G.Gousin, büyük heykellerden birinin ayakta olduğunu yazar.Bilim adamlarına göre bu yerleşme, kentleşmiş kutsal bir alandır ve Gerga adlı bir tapkının merkezidir.
Ahmet Gazi Camii
Eski Çine’dedir. 1308 yılında Menteşoğulları’ndan Ahmet Gazi tarafından yaptırılmıştır .Süslü mihrabı ve ağaç oyma mimberi görülmeye değerdir. Mihrap nişinin üst bölümü mukarnaslarla süslenmiştir. Sade görünümlü olan mihrap boyalı ve yapıya göre çok küçüktür. Güzel bir tahta işçiliği olan mimber, döneminin ahşap oymacılığını göstermesi bakımından son derece önemlidir.
Ahi İbrahim (Ahi Bayram) Türbesi
Ahmet Gazi Camii’nin güneydoğusunda cami avlusundadır. 14.yüzyılda yapılmıştır. Ahi Bayram’ın ya da İbrahim Ethem adlı bir kişinin türbesi olduğu sanılmaktadır. Eyvan tipi türbelerdendir.
Çiftlik Türbesi
Çine-Koçarlı yolu üzerindedir. Aydın’ın tanınmış ailesi Cihanzadeler’den Safiye Sultan’ın türbesidir.18.yüzyıl yapısıdır.
|